Dörtdivanlı Hilmi, 19. Yüzyıl’da Bolu’nun Dörtdivan ilçesinde yaşamış şair, âlim, müderris bir şahsiyettir. Kendisinin şiirlerinden hareketle tasavvufla iştigal ettiğini ve onun dolayısıyla bir mutasavvıf olduğunu da söyleyebiliriz. Fakat kendisi, şahsiyetinin bu yönlerine rağmen gereği gibi tanınmamış ve zaman içerisinde onun hakkında bilinenler unutulmaya yüz tutmuştur. Cevdet Canbulat’ın bir cönkte Hilmî’nin şiirine rastlamasıyla başlayan çalışmaları nihayet 1963 yılında Dörtdivanlı Hilmî kitabını yayınlamasıyla sonuçlanmıştır. Hilmî, rahmetli Cevdet Canbulat sayesinde unutulmaktan kurtulmuş ve şiirleri elde edilen örnekleriyle bu küçük kitapta yayınlanmıştır.
Bizim de Dörtdivanlı Hilmî’yle tanışmamızın belki ilgi çekici bir hikâyesi var. Onu burada nakletmek isterim:
17. Yüzyıl şairlerimizinden Nâilî-i Kadim hakkında hazırladığım bir kitapla ilgili Ankara’da Milli Kütüphane’de bir araştırma yapıyordum. Katalogda Nâilî adıyla yayınlanan bir kitap dikkatimi çekti. Kitabı getirttiğimde bunun Cevdet Canbulat tarafından 20. Yüzyıl’da Düzce taraflarında yaşayan Nâilî mahlaslı bir halk şairi için hazırlanmış olduğunu fark ettim. Sonra Cevdet Canbulat rahmetlinin diğer eserlerine bakmak istedim. O zamanlar Dörtdivan’a yeni gelmiştim. Onun “Dörtdivanlı Hilmî” adında bir eseri dikkatimi çekti. Kitabı getirttim ve bir fotokopisini aldım. Bundan sonra zaman zaman Dörtdivanlı Hilmî’nin şiirlerini okumaya başladım.
Şairimizle hiç kimsenin bir tavsiyesi olmadan tanışmamın böyle küçük bir hikâyesi vardır. Onunla ilgili çalışmalarım da aslında bundan sonra başlamış sayılır. Zaman zaman Dörtdivan merkezde bulunan Çavuşlar Camii’ne gittiğimde burada bulunan yatırın Dörtdivanlı Hilmî’ye izafe edildiğini ve burada onun hayatı hakkında bazı bilgileri içeren bir levhanın yer aldığını gördüm. Burada şairin “Tevhide yâr eyle beni” mütekerrir mısralı bir ilahisi kayıtlıydı. Fakat bu güzel manzume Canbulat’ın kitabında yer almıyordu. Aslında bu, Dörtdivanlı Hilmî’yle ilgili yeni bir çalışma yapılması gerektiğinin de bir habercisiydi. Bundan sonra Hilmî’yle ilgili yeni bilgileri ihtiva eden çalışmamız ortaya çıkmaya başladı. Bu çalışma ilk olarak “Dörtdivanlı Hilmî’nin Bilinmeyen Şiirleri” adıyla hakemli bir dergide yayınlandı.
Dörtdivanlı Hilmî, Bolu’nun Dörtdivan ilçesinde yaşayan edebî şahsiyetlerden birisidir. Onun yazdığı şiirlerden günümüze ulaşanlar, şairin çileli bir hayatının olduğunu gösteren örneklerdir.
Hakkında yapılan çalışmaların çok az oluşu ve merkeze uzak yerlerde görev yapması ve yaşaması sebebiyle şairin hayatı zaman içinde unutulmaya yüz tutmuştur. Bu sebeple Dörtdivanlı Hilmî’nin hayatı ve şahsiyeti hakkındaki bilgiler yeterli değildir. Onunla ilgili bilgileri Cevdet Canbulat’ın yayına hazırladığı kitaptan ve Dörtdivan’la ilgili bazı kaynaklardan bulabilmekteyiz.
Ne var ki, Dörtdivanlı Hilmî’nin yaşadığı dönemde Bolu’da, Gerede’de ve özellikle Dörtdivan’da sevilen ve sayılan bir şahsiyet olduğunu hayatı hakkındaki çok az bilgiden ve şiirlerinin ilçede makamlı olarak okunuşundan yola çıkarak söyleyebiliriz. Dörtdivan’da tespit ettiğimiz bir cönkte şairin Oğullar Destanı bir icra ortamında makamla okunurken kaydedilmiş ve burada yine onun bilinmeyen bir manzumesine yer verilmişti. Aynı zamanda eski Gerede müftüsü Ali Rıza Ünlü, Tarih Boyunca Gerede kitabında kendisinden söz etmiş, şairimize burada geniş yer vermiştir. Ayrıca Dörtdivanlı Hilmî’nin Cevdet Canbulat neşrinde yer almayan bazı şiirleri bu kitapta yer almıştır.
Dörtdivanlı Hilmî 19. Yüzyıl’da yaşayan âlim ve şair bir şahsiyettir. Bugün Dörtdivan sınırları içinde kalan Doğancılar köyünde dünyaya gelmiştir. İlk tahsilini köyünde görmüştür. Daha sonra Gerede’de bir medresede tahsil görmüştür. Şair icazet aldıktan sonra Dörtdivan’a gelip müderris olarak görev yapmıştır. Onun Dörtdivan merkezde görev yaptığı Baba Hızır Medresesi’nden bir iz günümüze ulaşmamıştır. Sadece medresenin bulunduğu sokak “Baba Hızır Sokak” adını taşımaktadır.
Dörtdivanlı Hilmî, hayatında üç evladının acısını yaşayan bir acıklı bir babadır. Şairin iki oğlu Plevne Savaşı’nda şehit olmuştur. Bir oğlu da aynı hafta içerisinde Dörtdivan’da vefat etmiştir. Oğulları için kaleme aldığı Oğullar Destanı adlı manzumesi, onun en sevilen ve en çok okunan şiirleri arasındadır.
Şair, şiirlerini genelde hece vezniyle kaleme almıştır. Medrese tahsili görmesine rağmen şiirlerinde sade bir dil tercih etmiştir. Hilmî’nin şiirleri, besteli olarak Dörtdivan ve çevresinde uzun yıllar boyunca okunmuştur. Onun manzumelerinin ayrıca yaşadığı dönem için belgesel bir değeri vardır.
Biz Hilmî’nin şiirlerinin bir kısmının kaybolduğunu düşünmekteyiz. Canbulat neşrinde şairin yirmi beş adet şiirine yer verilmiştir. Bu sayı uzun ve sıkıntılarla dolu bir hayat yaşadığı anlaşılan Hilmî gibi bir şair için oldukça azdır. Nitekim bizim bu düşüncelerle yaptığımız araştırma ve incelemelerin neticesinde şairin altı manzumesi daha tespit edilmiştir. Üstelik bunlarda şair lirizm bakımından oldukça başarılıdır. Bu şiirlerin Canbulat neşrinde yer almayışı da oldukça ilginçtir.
Burada söylemek istediğimiz bir diğer husus Dörtdivanlı Hilmî’nin bir “mahallî klasik” olmasıdır. Hilmî, doğup büyüdüğü, yaşadığı ve vefat ettiği Dörtdivan’da çok sevilen, şiirleri besteli olarak okunan bir şairken Türkiye genelinde pek tanınmamış ve dolayısıyla şiirleri üzerine Canbulat’tan başka herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
Hilmî’yle ilgili ikinci bir yayın olan bu kitap üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde şairin hayatına yer verilmiştir. İkinci bölümde şairin sanatı ve yeni şiirleri hakkındaki bazı tespitlerimiz yer almıştır. Üçüncü bölümde şairin şiirlerine toplu olarak yer verilmiştir. Bu bölümde şairin, Canbulat’ın 1963 senesinde neşrettiği kitabındaki şiirlerle yeni şiirlerine topluca yer verilmiştir. Okuma ve imla hatalarının tarafımızdan düzeltilmesi yoluna gidilmiştir. Canbulat neşrinde boş bırakılan fakat mısranın gelişine göre mümkün olan bazı kelime ilavelerimiz parantez ( ) içerisinde verilmiştir.
Hilmi’nin ayrıca kayıp başka şiirlerinin olması ve bunların yeni araştırmalarla ortaya çıkması ihtimal dâhilindedir.
Bu çalışmamızda Dörtdivanlı Hilmî hakkında yeni şeyler söylemeye ve onu yeni nesillere tanıtmayı amaçladık. Bu vesileyle kitabın basılmasındaki desteklerinden ötürü DİVANKAV başkanı Ahmet Ersoy’un şahsında DİVANKAV’ın yönetim kurulu üyelerine ve bu çalışmanın yapılmasındaki teşviklerinden ötürü Dörtdivan İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdal Bal hocama teşekkür ederim.
Bu çalışmanın Dörtdivanlı Hilmî hakkında yeni araştırmalara ve gençlerimizin şairimizin mânevî mirasını sahiplenmelerine vesile olmasını temenni ederim.
Yasin Şen
Aralık-2022
Dörtdivan