[ad_1]
İSTANBUL (İGFA) – Çeviri ve yerelleştirme, benzer görünseler de farklı amaçlara hizmet eden iki farklı unsur. Sözkonusu süreçler, birlikte çalıştığında iş dünyasında verimli sonuçlar elde ediliyor. Bu noktada yapay zeka çeviri aracı DeepL; yerelleştirme sürecini kolaylaştırmak ve hızlandırmak için önemli bir araç olarak kendini geliştiriyor.
Çeviri, metnin bir dilden diğerine aktarılması anlamına geliyor.
Yerelleştirmeyse çevirinin de ötesinde; aktarıldığı dilin kültürel, dilbilgisel ve yapısal gereksinimlerine göre uyarlanmasını hedefleyen daha kapsamlı bir süreç olarak tanımlanıyor. Burada çeviri sadece bir adım olarak yer alıyor. Devamında aktarılan metnin yerel gereksinimlere uygun hale getirilmesi; o dilin ve kültürün inceliklerini göz önünde bulundurulması ve bölgedeki insanlara hitap edecek şekilde uyarlanması gerekiyor. Özetle çeviri, daha uzun ve karmaşık olan yerelleştirme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır ve iki kavram birlikte çok iyi çalışır. Özellikle de yapay zeka çevirisi kullanıldığında.
Yapay zeka çevirisi anında sonuç veren otomatik bir makine öğrenimi sürecidir. Hızları ve doğrulukları sayesinde, yapay zeka çeviri araçları yerelleştirme sürecine çok iyi uyum sağlar ve hatta iş akışlarını kolaylaştırmak ve verimliliği artırmak için kullanılabilir.
Bağımsız araştırma şirketi CSA Research’ün yayınladığı sonuçlara göre online alışveriş yapanların yüzde 76’sı, kendi ana dillerinde bilgi içeren ürünleri satın almayı tercih ediyor.
Aynı araştırmaya göre bu grubun yüzde 75’i de müşteri hizmetlerinin kendi dillerinde olmasının tekrar alışveriş yapma olasılıklarını yükselttiği kaydedildi.
DeepL Kurucusu ve CEO’su Jaroslaw Kutylowski, yapay zeka destekli yerelleştirme, şirketlerin küresel başarısını yeni bir boyuta taşımak için önemli bir adım olarak ortaya çıkardığını belirterek, “Modern şirketler için planlanmış ve uygulanmış bir iş stratejisi olan yerelleştirme, potansiyel kitleye uygun içerik sunarak rekabet avantajı elde etmelerini ve gelirlerini artırmalarını sağlıyor” dedi.
[ad_2]