Aşk tek başına her şeyi tamam kılıyor. Aşk olmayınca ise her şey tamam olsa bile bir şeyler eksik kalıyor. Tamamlanmıyor. Yûnus Emremizin “Aşk gelince cümle eksikler biter” dizesini düşünüyorum zaman zaman. Yûnus, aşkın bütün eksikleri giderdiğini böyle söylüyor. Bu söz acaba aşksız yapılan şeylerin hep bir eksiklik içinde olduğunu da ifade ediyor mudur?
İnsan aşkla yükseliyor. Başarılı bir hayatın arkasında aşktan doğan çalışma ve gayret vardır. Büyük bir aşk, büyük bir insan demektir. Aşk, sahibini besler önce. Aşkın sahibi kalplere, gönüllere hitap eder. Aşk müşterekleri çoğaltır, ayrılıkları törpüler. Gerçekten sevenlerin ayrılığı uzadıkça sevdasının büyümesinin sebebi budur. Aşk, sevileni gönülde var eder. Aşk, olmayanı oldurur, aşılamayanın aşılmasına yardım eder.
Aşk yakıcıdır. Günahımızı, hatalarımızı, varlık atfettiğimiz şeyleri yakar. Çünkü birliğin yani vahdetin ortaya çıkabilmesi, gönlümüzde duyulabilmesi için aşkta yanmak gerekir. Aşk, sevileni hatasız görmek demektir. Aşk bir gönülde duyulunca sevgili güzel değildir, en güzeldir artık.
Aşk, eskilerin “hüsn ü ân” dediği, bir anda tecelli eden güzelliği duymak ve onu zamanda çoğaltmak demektir. Aşk insanı âna yaklaştırır. Aşkta yaşayan, bu duyguda karar kılan birisinin başka bir şeye ihtiyacı yoktur. Aşk geldiğinde sevgiliye vuslatın dışında başka bir şeyin ihtiyacı hissedilmez.
Aşk genişletir, aşk derinleştirir. Bir avuç toprağa sığan bedenin yanında yere göğe sığmayan bir gönlümüzün olduğunu duyarız aşk gelince. Varlığın sebebi hikmetinin hep sevmek demek olduğunu anlarız.
Aşk, hayatın tadı tuzu, varlığın var olma, insanın yaşama sebebidir. Aşk olmasaydı, hayat var olamazdı.
Hayat aşktan beslenir. Aşk gelince varoluşun tamamlanmaya başladığını duyar insan. Aslında aşkın olmadığı bir yer yoktur fakat onu gönülde duymak başka bir mevzudur. Aşk gelince madde mânâya dönüşür, mecaz hakikate, insan özüne yönelir. Varlık, üzerindeki elbiseyi aşkla çıkarıp atar.
Aşk gelince insan, kendi hakikatine yönelen bir yolcu olduğunu anlar. Yolların kendi içinde olduğunu duyar. Gündüz gece demeden kendi hakikatine yükselir, nasibi ne kadarsa o kadar yol alır. Aşk gelince uzaklar yakın olur, imkânsız mümkün hâle gelir. Çünkü “Aşk gelince cümle eksikler biter.”