Gölcük’ün güzelliklerine doyamıyorum. Tabiatın türlü nimetleri burada bir araya gelmiş. Her şey kendi mevcudiyetinden son derece emin ve memnun. Bu memnuniyet insanın gönlüne bir güzellik hissi olarak yansıyor.
Bir güzellik hissini yaşamak varoluşun derinden duyulmasını gerekli kılar. Gölcük’te hissettiğim bu derin huzuru, onun terkibini meydana getiren şeylerdeki birlik hâlinde buluyorum. Buradan bir çiçek dahi kaldırılsa sanki bu terkip bozuluverecekmiş gibi geliyor bana.
Burada her şey emin bir beraberlik içinde Gölcük’ün güzelliğini meydana getiriyor. Bundan ilhamla toprağı, dağı, taşı, gölü, göl hayvanlarını, ormanları, çiçekleri ve onların mevcudiyetini derinden hissediyorum bugün. Masmavi göğün altında ve bir bahar gününde güneşin huzur verici sıcaklığını tenimde duyuyorum.
Derinden yükselen bir huzura bırakıyorum kendimi. Gölcük’te hemen her zaman olduğu gibi yine mutlu vakitler geçiriyorum. Bu derin ve huzur verici güzellikte tabiatın ve kuşların sesiyle rahatlıyorum. Gölden ve çevresinden bana yansıyan birlik hâlini duyuyorum bugün.
Gölcük, tabiatın bu âhenkli birlikteliğinin meydana getirdiği eşsiz bir mücevher gibi dolduruyor hayatı. Varlığından emin, güzelliğinden emin ve kendisine duyulan sevgiden emin… Gölcük bu sevgiyi yansıtan bir ayna gibi gönlümü dolduruyor ve beni derin bir huzur hâline sevk ediyor.