Gerede’de İlahi Söyleme Geleneği

Gerede’de İlahi Söyleme Geleneği
Yayınlama: 26.05.2023
A+
A-

Bolu’da ilahi söyleme geleneğinin en yaygın bir şekilde karşımıza çıktığı yerlerin başında Gerede gelmektedir. Özellikle kadınlar arasında yılın belirli günlerinde çeşitli vesilelerle söylenen çeşitli muhtevadaki ilahiler bu geleneğin asırlarca devam etmesine yardımcı olmuş olmalıdır. İlahileri büyük ölçüde yaşatan Anadolu kadını olmuştur. Durum burada da böyledir.

Ali Rıza Ünlü’nün Tarih Boyunca Gerede kitabında bize verdiği bilgiler penceresinden söyleyecek olursa kadınlar, geçmişte özellikle yılın belirli günlerinde Esentepe’de bir araya geliyorlar ve birlikte ibadet edip ilahi söylüyorlardı. Bu ilahiler içerisinde “ninni” başlığı altında edebî kaynaklarda karşımıza çıkan metinler de vardır. Bu durum ninnilerin de “ilahi” olarak kabul edilmesiyle ilgili bir durumdur. Dörtdivan ve Gerede başta olmak üzere Bolu’nun ilçelerinde besteli olarak ve belirli makamlarda okunan manzumeler “ilahi” olarak kabul edilmiştir. Bunu da Dörtdivan’da tespit ettiğimiz bir cönkte uzunca bir ninninin “Ninni İlâhîsi” başlığı altında verilmesinden anlıyoruz. Aynı durum Gerede’de de karşımıza çıkmaktadır. Özellikle kadınların Esentepe’ye çıktıkları sırada söyledikleri ilahilerin yanı sıra ninnileri de söylemeleri bunun bir ifadesidir. Bu çalışmaya ninni olarak değerlendirebileceğimiz metinlerin alınma sebebi de budur. Dolayısıyla burada ilahî, bir edebî terim olarak değil bir mûsikî terimi olarak karşımıza çıkıyor. Hatta anlamın yöresel bir değeri de olmak yanında bu kelimenin muhtevasının Gerede’de çok daha zengin ve derinlikli olarak karşımıza çıktığını tespitlerimizden hareketle söylemek isterim.

Gerede bu ilahi söyleme geleneğinin en çok görüldüğü ilçelerin başında gelir. Gelenek, burada hâlen devam eder. Kadınların bu ilahileri biriktirdiği defterleri vardır. Bunlarda özellikle Yunus Emre, Âşık Yunus gibi şairlerimizin şiirleri kayıtlıdır. Bunlar öylesine çok okunmuştur ki, Bolu’nun ilçelerinde dahi bunların varyantlarının oluştuğu görülür. Bu defterlerde yakın zamanda Gerede ve civarında yaşamış şairlerin de eserlerine tesadüf edilir. Bu da Gerede’de icra ortamı olarak değerlendirebileceğimiz mekanların varlığıyla izah edilebilir.

Ali Rıza Ünlü de Esentepe hakkında malumat aktarırken Gerede’deki bu ilahi söyleme geleneği hususunda bize önemli bilgiler verir. Buna göre kadınlar 23 Haziran’da Esentepe’ye yani Ramazan Dede’ye çıkarlar ve o günü tamamen orada geçirirlerdi. Bu hususta Ali Rıza Ünlü’nün şu satırlarını okuyalım:

“O belli günde on iki yaşına kadar olan erkek çocuklardan başka erkek olarak bir ferd bulunmamak şartıyla, tüm kadınlar; evlerinde hazırladıkları sabah yemeklerini, çay ve kahve takımlarını ve öğleden sonra yiyecekleri “Güveç”e ilave edilecek olan tatlı ve börek ve su kaplarını ve orada oturacakları halı seccade ve diğer gerekli geyleri alarak bir hammalla yahut hayvanla sabahleyin gün doğmadan Ramazandede’ye giderler. Evvelleri hali vakti müsait olanların aileleri ile, yeni gelinler ve nişanlı kızlar atla çıkarlardı. Şimdi ise otomobil, otobüs ve yaylı araba ile gidilmektedir. Oraya varanlar komşu ve akrabalarına yakın bir mahalde bir çam dibi seçerek eşya ve gereçlerini oraya koyup, hali seccadelerini, battaniyelerini serip otururlar. Biraz dinlendikten sonra bir mikdar kahvaltı yapılarak bir iki saat kadar etrafı gezdikten sonra herkes kendi yerinde çocukları ile beraber sabah yemeğini yerler. Bunların bazan hısım akraba ve komşularından da’vetlileri de olur. Bu mesiregâhın dışında zaptiyeler yani şimdiki jandarmalarla belediye çavuşları (polisler) tarafından kordon yapılarak on iki yaşından yukarı erkeklerin içeri girmeleri men edilir idi. Bu suretle muhafaza edilen hanımlar o gün en kıymetli elbiselerini giyerler, altınlarını takarlar, elmas, inci gibi her neleri varsa onlarla süslenirlerdi. Kadınlar orada kendi hâneleri gibi açık ve serbest olarak kafile kafile gezinti yaparlar ve birbirlerini ziyaret ederek kahve içerler, öğle vakti gelince bunlardan ekserisi abdest alarak Ramazan Dede’nin türbesinin yanındaki ‘Namazgâh’da öğle namazlarını kıldıktan sonra, Dedenin ruhuna üçer ihlas-ı şerifle birer Fatiha-i Şerife hediyye ederler. Bundan sonra orada toplu bulunan kadınların aralarındaki Hafız ve Hoca kadınlar tarafından Kur’an-ı Kerim, Mevlid-i Nebevi ve İlahiler okunur. Bu ilahiler ezkara ait olmakla beraber, ekseriyya Taşbebek ninnisi, Ma’sum ilahisi, Ramazan Dede ve arkadaşlarının ilahisi, Çam ve Seher Vakti ilahileri ve diğer ninnileri okurlardı. Bunların bazılarını yazıyorum.” (Ali Rıza Ünlü, Tarih Boyunca Gerede, Osmanlıcadan Akt: Ömer Cevahircioğlu, İstanbul 2000, s. 236.)

O günde, kadınların kendi aralarında bir araya gelerek o günü en güzel ve keyifli şekilde geçirdikleri, kendi aralarında ilahiler okudukları anlaşılıyor. Bütün bunlar Ramazan Dede Mesiresinde hep birlikte geçirilen o günü daha güzel ve anlamlı kılan, ilahilerle ve ibadetler güzelleştiren bir özellik arz etmektedir. Ali Rıza Ünlü’nün kitabında yer alan ilahilerden bazılarının ilk dörtlüklerini buraya kaydetmek istiyoruz:

Masum İlahisinden,
Bize Hak’tan emir geldi
Söyleyin anam ağlamasın
Emanetim olsun size
Söyleyin anam ağlamasın

*

Taşbebek Ninnisinden,
Aktaş deyi belediğim nenni
Seni Haktan dilediğim nenni
Al bağırdağa doladığım nenni
Mevlam sana bir can versin nenni

*

Çam İlahisinden,
Benim adım çam ağacı
Güzel görünüp durdum
Ağaçların seyyidiyim
Yeşile sarınıp dururum

*

Seher Vakti İlahisinden,
Derviş gâfil olup yatma
Günah deryasına batma
Kendini tamüya atma
Uyan vakti seher oldu

*

Koyun İlahisinden,
İşittim bir koyun meler
Durmaz ağlar kuzum deyü
Tatlı ciğerciğim deler
Durmaz ağlar kuzum deyü

*

Kuzu İlahisinden,
Bugün iki kasab gördüm
Bir sürü kuzu almışlar
Anasından ayırmışlar
Durmaz ağlar anam deyü.

*

Çulha İlahisinden,
Gör ol tezgâhı, bize ne ider,
Daim Hakkı zikreder
Seninle bile gider
Ne helal maldır çulhalık

Buradaki ilahiler Türkçemizin nefis örneklerindendir. Buraya sadece kadınların söylediği değil, çeşitli meslek erbabından bazı kimselerin söylediği ilahilerin ilk dörtlüklerinden de örnek koyduk. Bunlardan daha farklı olarak Ramazan Dede’ye gidildiğinde daha başka ilahilerin söylenmiş olabileceği de tahmin olunabilir.

Bu ilahi söyleme geleneği Gerede’de bugün de devam etmektedir. Aslında bu durum geçmişte var olan geleneğin devamı niteliğindedir. Gerede’de tespit edebildiğimiz kadarıyla bugün de ilahi muhtevalı defter tutma geleneği devam etmektedir. Burada bir örnek üzerinden konuya biraz daha açıklık getirmek istiyoruz. Elde ettiğimiz bir ilahi defterindeki ilahilerin önemli bir kısmı internetten alınmakla beraber bu geleneğin bugünkü uzantısı olması açısından oldukça önemlidir. Bu defter içerisinde özellikle internette popüler olan ilahilere rastlamak mümkündür. Dinî muhtevadaki defterde tasavvufî şiirler, Ramazan’la ilgili ilahiler dikkati çekmektedir. Defterdeki ilahiler büyük bir titizlikle tutulmuş ve defter oldukça özen ve dikkatle hazırlanmıştır.

Sonuç olarak Gerede ilahi söyleme geleneğinin bugün de devam ettiği yerlerden birisidir. Bolu ilçeleri içerisinde Gerede, bu geleneğin en güçlü bir şekilde yaşadığı yerlerin başında gelir. Özellikle kadınlar, haftanın veya ayın belirli günlerinde bir araya geliyor ve bu ilahileri belirli makamlarda bugün de okuyorlar. Bunun geçmişte de aynen bu şekilde olduğu anlaşılmaktadır. Gerede’de yapılacak çalışmalarla belki kayıtlarda yer almayan ilahilerin de tespit edilme ihtimali vardır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 1 Yorum
  1. Bolulu Genç dedi ki:

    Elinize emeğinize sağlık, Gerede kültürü hakkında detaylı bilgi edindim.