Hasan Nalbantoğlu’ndan Cumhuriyet Bayramı açıklaması

Hasan Nalbantoğlu’ndan Cumhuriyet Bayramı açıklaması
Yayınlama: 28.10.2024
A+
A-

DSP Keşan İlçe Başkanı Hasan Nalbantoğlu, Türkiye Cumhuriyetinin 101. Yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaparak Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı.

Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – DSP Keşan İlçe Başkanı Hasan Nalbantoğlu yayınladığı Cumhuriyet Bayramı mesajında, cumhuriyet ile barışık olmayan bazı oluşumların, çağdaş Türkiye görüntüsüyle örtüşmediğini, etkinlik alanlarını genişletme çabası içinde olan bu oluşumların devrim yasalarına göre kapatılması gerektiğini belirterek, “Türkiye hiçbir zaman çağdışı bir ülke olmamıştır, olmayacaktır. Ülkemizi karanlıktan kurtararak aydınlığa çıkaran Cumhuriyet’in kurulması, tarihin ender kaydettiği bir başarıdır. Cumhuriyet bilgisizliğe, bağnazlığa, yobazlığa, yoksulluğa, çaresizliğe karşı verilen savaşımın adıdır. Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden her türlü terör etkinliklerine karşı savaşım kararlılıkla sürdürülmelidir. Türkiye’nin terörle savaşımı, hiç kimsenin tartışamayacağı ve haklılığını sorgulayamayacağı gerçeklerden kaynaklanmaktadır. Cumhuriyet, yepyeni bir yönetim biçimine ve çağdaş ilkelere dayanan modern bir millî devlettir. Büyük Atatürk’ün eseri, bir büyük hukuk devrimi olan Cumhuriyet, içinde bulunduğumuz  21. Yüzyılın en başarılı toplumsal ve siyasal değişim projesidir. Cumhuriyet sayesinde Türkiye evrensel hukuk prensipleriyle buluşmuştur.

Cumhuriyetin getirdiği çağdaş açılımlarla Türk insanının ufku genişlemiş, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatımız yeni bir dinamizm kazanmıştır.

Cumhuriyet, Türkiye için sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesidir. Cumhuriyet, Türk milletinin uygar toplumlar arasına girmesini sağlamıştır.

Cumhuriyeti ayakta tutan yegâne kuvvet milletin kendisidir. Türk milleti, Cumhuriyeti benimsemiştir ve Cumhuriyetten memnundur.

Bu ülkede yaşayan herkes hürdür, herkes birinci sınıf vatandaştır; temel hak ve özgürlükler kanunlarla çerçevesi çizilen bir sistem içerisinde özgürce kullanılabilmektedir.

Herkes, aynı geçmişi ve ortak bir geleceği paylaşmaktadır.

Herkes, tasada, kederde ve sevinçte ortaktır.

Devlet halkın devletidir, üstün irade ve her türlü yönetim yetkisinin kaynağı millet iradesidir. “Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi devletin ve rejimin temelini oluşturmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Devlet, bir kurumlar ve kurallar devletidir. Anayasa, her kurumun görev ve yetkileri ile birbirleriyle olan münasebetlerini kuvvetler ayrılığı ilkesine göre belirlemiştir.

Cumhuriyetin temel niteliklerinden olan laiklik, ülkemizde aynı zamanda iç barışın da önemli bir şartıdır. Hiç kimsenin laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden şikâyetçi olmaması lâzımdır. Çünkü laiklik, din ve vicdan hürriyetinin teminatıdır. Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne eleştiriler ve hatta saldırılar yöneltilebiliyor.

Tahriklere kapılmalıyım. Ne din elden gidiyor, ne laiklik elden gidiyor! Her ikisi de yerinde duruyor ve duracaktır. Bunun devam edebilmesinin teminatı, milletimizin sağduyusu ve devletimizin duyarlılığıdır.

Büyük Atatürk önderliğindeki kadın-erkek, genç-yaşlı tüm halkımızın kahramanlıklarıyla yazılmış bir destan olan Cumhuriyet, kısa zamanda bizi yeniden bölgemizin en güçlü devleti hâline getirmiştir.

Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca hızlı bir kalkınma gerçekleştirmiş ve 101. yılda, bir tarım toplumundan sanayileşmiş, demokratik bir kent toplumu hâline gelmeyi başarmıştır.

Anadolu, tarihinin en mamur ve müreffeh dönemini Cumhuriyetten sonra yaşamıştır.

Günümüzde her ne kadar Cumhuriyetin değerleri ile oynanmaya çalışılsa da, buna aklı selim Türk vatandaşları asla izin vermeyecektir.

Tüm bu gelişmeler, 101 yıl gibi, milletlerin tarihi içinde uzun sayılmayacak bir zaman diliminde ve sorunlarla dolu güç bir coğrafyada gerçekleştirilmiş büyük başarılardır.

Türkiye, neye sahip olduğunun değerini iyi bilmeli ve sorunlar ne kadar büyük ve ciddî de olsa, bunalmadan; devletten, rejimden, kendisinden güvensizliğe düşmeden, sorunlarını demokratik zeminlerde çözmenin yollarını aramalıdır.

Cumhuriyet, bizi geleceğe bağlayan en önemli halkadır.

Cumhuriyet, yeni ufuklar demektir.

Cumhuriyet, aydınlık bir gelecek demektir.

Cumhuriyet, pırıl pırıl genç zihinler demektir.

Cumhuriyet, yüce Türk milletinin bin yıllık şanlı tarihinde ulaştığı en parlak, en muhteşem zirvedir.

Türk insanı, Cumhuriyeti kuranlara ve O’nu yüceltenlere minnet ve şükran duymaktadır.

Türk insanı bugünlere nasıl geldiğini unutmayacak ve şanlı geçmişini koruyarak aydınlık geleceğine sımsıkı sarılmaya devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle,  Cumhuriyet Bayramı’nı 10.yılını  kutluyor; hepinize sevgilerimi, en iyi dileklerimi sunuyorum.”